İbar Ticaret/ Arçelik Küçükyalı Maltepe

Burhan KAVRAK


Duymak

Duymak


Birçoğumuz, duymayı işitme olarak benimser. Halbuki duymak her şeyin ötesindedir. Bizler çevremizden gelen sesleri algılayıp daha sonra bu seslere karşı tepki veririz.

Sesler geçmişten günümüze ya da milletler arasında farklılık gösterebilir. Lakin seslerin frekansı yani insanlarda uyandırdığı tepki hemen hemen aynıdır. Bazen yüksek ve gürültülü bir ses sizi korkutabilir ya da sakin bir keman sesi size huzur verebilir.

Seslerin evrensel bir niteliği bulunduğundan birçok insanın vereceği tepkide aşağı yukarı aynıdır. Öte yandan çevremizden duyduğumuz onca sesi duyabiliyor muyuz? Kesinlikle hayır. Bu kadar kesin konuşmamın nedeni ise, gerçekten çevrenizde olan biten her şeyi duysaydınız, sokağa bile çıkmazdınız. Hayat sizi bir gürültü bombardımanına tutuyor hemen hemen her gün lakin bunları sadece işitiyorsunuz. Duymuyorsunuz.

Peki etrafınızda olan biteni duymamakta haklısınız lakin kalbinizi duyabiliyor musunuz? ya da küçük bir serçenin ötüşünü? İyi bir avcı, doğada gezinirken diğer insanlara nazaran daha iyi duyar. Siz bir hayvanı duyamazsınız belki ama o duyar.

Çünkü avcı o hayvanı öldürmek istiyor, hayvan ise o avcının elindeki silahtan korkuyor.

Bu sayede avcı hayvanın korkusunu duyabiliyor. Korkusu ise hayvanın ölümüne sebep oluyor. Bu örnek insanlar için de geçerlidir. Birçok psikolog güçlü olmanızı söyler. Bunu nasıl yapacağınızı söylediğiniz zaman, sizlere kendinizi kapalı bir kutu gibi tutun ve insanlara kolayca güvenmeyin gibi söylemlerde bulunur. Bunun yanı sıra içinizdeki sesi dinlemenizi söylerler.

İnsan yalnız kaldığı zamanlarda kendisiyle daha çok konuşur. Kalbini ve aklını rahatlıkla duyar. Ama korkuları da yalnız kaldığı zamanda önüne çıkar. Bu yüzden de korkuları bazen kendisini duymaya imkân vermez. Halbuki biraz cesaret ile her şey bambaşka olur. Aklınız size daima mantıklı olanı sunmaya çalışır. Ve bilişsel ve duygusal alanları analiz ederek bir yol bulmaya çalışır. Birçok konuda da haklı çıkar ama duygusal konularda söz hakkı daima kalbin olmuştur.

Çünkü kalp hile ve yalan bilmez, bunlar beyinin oyunlarıdır. Bu yüzden saf olan duygularımız kalpten gelir. Bizler bu şeklide inanırız.

Her şeyi işitiyoruz hemen hemen. Yanımızdaki arkadaşımız bir şey söylüyor ve sonra ona bakıp, - tekrar söyler misin? Anlayamadım, deriz kimi zaman. Ya da bir metni 5-10 defa üst üste okuyup arkana yaslanırsın ve -burada ne yazıyor gerçekten, diye sızlanırsın. Öte yandan gülerek yanına gelen birisi o metni sana gösterse ve şunu bir oku dese saniyeler içerisinde okuyup anlarsın.

Çünkü o sırada ilgi ve alakan onun üzerine yoğunlaşır. Ya da sevdiğin biri bir şey söylerken kulaklarını dört açarsın, güzel bir şey duymak ümidiyle. Bütün bunlar ilgi ve alakadan geçiyor sanıyorsunuz. Halbuki aklımız bizim sandığımızın aksine çok daha karmaşık bir yapıya sahip, çok mucizevi bir varlık. Bizim delirmememiz için birçok şeyi duyumsamazlıktan geliyor. Ya da umurunda değilmiş gibi davranıyor. O yüzden her şeyi işitiyoruz lakin birçok şeyi duymuyoruz. Peki, ya duymak istediklerimiz? Onları ise kalbimiz bize sunuyor.

Her şey kalpte yaşanıyor. Bizler kalbimizi duymalıyız daima. Ona her zaman söz hakkı vermeliyiz. Onunla nefes almalıyız. Azizim, sen duymak istediklerini duymaya odaklanma. Dön ve kulak ver kalbine, bak sana neler anlatıyor. Senin nefes almanı istiyor ama sen boğulmak istiyorsun. Ö yüzdendir ki, sessizliğin ötesine geçip kalbimizle konuşmalıyız. Onca kişiyi dinliyoruz. Ama bizi hayatta tutan kalbimizi geride bırakıyoruz, sebepsiz. İşittiğimiz şeyleri, duyduğumuzu sanıyoruz. Sonra en ufak şeyde – aa hatırlamıyorum ki, diye bir ifade çıkıyor karşımıza.

Halbuki sen sadece işitmekle yetiniyorsun birçok durumda. Belki böyle olması gerekiyor bazı durumlarda. Ama sen gözlerini kapayıp, kulaklarını yastığa gömdüğün zaman, artık gerçek konuşma başlıyor.

Peki neden gecenin karanlığında unutup gidiyorsun kendini. Bunu iyi irdelemek gerekiyor.

Bu yüzden gecenin karanlığında çırpınmak yerine, güneşin karşısında kalbini güneşe tut. Ve hayat yeniden merhaba de, bu sefer yüksek bir sesle söyle, çünkü seni duymak isteyen çok kişi var.

Kalkandere'nin Köklü Çay fabrikası ACEM Çay

Kaymakamımız Sayın Alpay DİNCEL, İkizdere Kaymakamı Sayın Ali ÖZDAŞ ile birlikte İkizderegücü Spor – Kalkanderespor U-12 Futbol Müsabakasını Takip Etti.

Sayın Alpay Dincel, Prof. Dr. Şaban Şimşek'i Ziyaret Etti

Kalkandere Vakfında Geneleksel Bayramlaşması Yapıldı

Kalkandere Eğitim Sağlık Çevre ve Kültür Vakfı 27. Yaşında

Mehmet Yılmaz, Kurban Bayramı’nın 3. gününde Yolbaşı Köyünde Esnaf ve Vatandaşları Ziyaret Etti

Mehmet Yılmaz, Kurban Bayramı’nın 3. Gününde, Şehidimiz Niyazi ÖZTÜRK’ün Kıymetli Ailesini Ziyaret Etti

Kalkandere Kaymakamı Sayın Alpay DİNCEL Kurban Bayramı Bayramlaşma Programına Katıldı

Sayın Alpay DİNCEL, Kurban Bayramı Münasebetiyle Aziz Şehidimiz Niyazi ÖZTÜRK’ün Kıymetli Ailesini Ziyaret Etti

Sayın Mehmet Yılmaz, Kalkandere Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünün Yürüttüğü Saha Çalışmalarını Yerinde İnceledi

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2