1968'den beri yoluna devam eden, defalarca 3. Lig kapısından dönen, Rize'nin mütevazı ama yürekli kulübü Kalkanderespor, tarihinin en ağır krizlerinden birinin içine sürüklenmiş durumda. Beş kritik oyuncunun ayrılık kararı alması, ilçede derin bir sarsıntı yarattı; fakat bu yaprak dökümünün ardındaki asıl nedenler, uzun süredir gizlenen ve artık saklanamaz hâle gelen bir tabloyu işaret ediyor: maddi çöküş, yönetim zafiyeti ve bitmeyen ödemesizlik.
Haber; Fahrican Öztürk
Geçtiğimiz sezon kıl payı küme düşmekten kurtulan Kalkanderespor'da tehlike çanları yeniden çalıyor. Mali istikrarsızlık ve yönetim krizleri, sahadaki sorunların artık görünür bir yansımasına dönüşmüş durumda.
Kulüp Başkanı Mevlüt İslamoğlu'nun yönetimi, aylardır maaşları aksatıyor, söz verdiği hiçbir ödeme takvimini tutturamıyor, bazı futbolcuların alacaklarını öderken diğerlerini beklemeye mecbur bırakıyor. Bu tabloya rağmen Kalkandere halkına "her şey yolunda" mesajı verilmesi ise eleştirilerin merkezinde.
Kalkanderespor'un içindeki dağılmayı en iyi anlatan ise, isminin açıklanmasını istemeyen bir futbolcunun sözleri. Çarpıcı açıklamalarını haber merkezimize böyle aktardı:
"Kalkanderespor'a büyük hayallerle geldik. Bu kulübün geçmişi büyük, mazisi şanlı. Fakat ilk günden ayrıldığımız güne kadar sürekli maddi sorunlarla boğuştuk. Yönetim her hafta 'Bu maçı alın, ödeyeceğiz' dedi. Hiçbiri ödenmedi. Kimi arkadaşlarımız paralarını alırken, kimimiz aylarca bekledik. Sürekli oyalandık. Bizden fedakârlık istendi, yaptık; ama artık dayanacak hâlimiz kalmadı. Biz de insanız, hayatlarımız var. Hayrına top oynayamayız.
Daha acı olan, yönetimin Kalkanderespor'daki bu rezilliği halktan saklaması. Gazeteciler bize ulaşıp 'Neden ayrıldınız?' diye sorduğunda sevindim, çünkü gerçeklerin gizlenmesine artık katlanamıyoruz. Kalkandere'yi seviyoruz, Kalkanderespor'da oynamak bizim için bir onurdu. Keşke böyle olmasaydı. Ben ve iki arkadaşım ayrıldık; bir profesyonel oyuncumuz zaten maaş yüzünden ilk haftalarda gitmişti. Daha dayanmakta zorlanan başka arkadaşlarımız da var. Böyle devam ederse Kalkanderespor parçalanacak."
Bu sözler, ilçenin Kalkanderespor'a nasıl bakması gerektiğini yeniden hatırlatıyor.
Bu takım bir mahallenin değil; bir tarihin, bir kültürün, bir hafızanın takımı.
Ama bugün?
Efsane dağınık. Sahipsiz. Ve sessizlik, en büyük tehlike.
Kalkandere'nin önde gelenlerine, geçmişte bu kulübün başarısıyla gururlanan iş insanlarına, ilçe dışındaki hemşerilerine soruyoruz:
Kalkanderespor bu kadar yalnız bırakılacak bir kulüp mü?
1968'den bugüne nice final gören, daha geçen sezon küme düşmekten kıl payı kurtulan bu takımın bu hâle gelmesine daha ne kadar sessiz kalacağız?
"Efsane Kalkanderespor" nerede?
Bugün kulübün kapısına kilit vurulmaması için bir şey yapılacaksa, bu yalnızca futbolcuların omuzlarında taşınacak bir yük değil. Kalkandere'nin tüm vicdanlı insanlarına çağrımızdır:
Kalkanderespor sahipsiz bırakılmasın.
Bu ilçe kendi tarihine sahip çıksın.
Aksi hâlde, Kalkandere'nin köklü spor mirası hepimizin gözleri önünde eriyecek.