- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 08 Nisan 2017, Cumartesi 15:23
- 2343 kez okundu
Neden olduğu önemli olmasa da, binlerce yıldır kadın ve erkek bir birlerinin üzerlerinde üstünlük kurmak için çabalayıp durmaktadırlar.
Sürekli bir rekabet söz konusudur. Biri diğerine ısrarla bir üstünlük sağlamaya çalışmaktadırlar. Bütün bu anlamsız çatışma yetmezmiş gibi, erkekler “ Kadınları anlamadığı, onların düşünce yapılarının farklı olduğunu ve aşırı hassas” olduklarını öne sürer, kadınlar ise “ Erkeklerin duygusuz, hassasiyetsiz ve aşırı mantıklı” oldukları söyler durular.
Birbirlerini nedense bir türlü anlamadıklarını düşünürler.
Bakış açıları nedense hep farklıdır. Beklentiler ve tepkiler nedense hep farklı algılanır veya farklı açılardan dile getirilir. Bir taraf aşırı duygusal olur ve duyarlılıklarını bir şekilde karşılık bulmak ister. Diğer tarafta mantıklı davranışlar sergileyip aşırı duygusallığı suçlar. Araştırmalar yapılır. Erkeğin beyninin daha az çalıştığını, kadınlarında beynini daha çok kullandığı öne sürülür. Kadınların günlük hayatta kullandıkları kelime sayınsı fazla olduğu, erkeklerin beynin daha büyük bir alanını kullandıkları öne sürülür. Kimilerine göre, kadınlar iş hayatında daha başarılıdır. Ne gariptir ki bir başka araştırma bunun tam tersini söyler.
Oysa atlanılan bir gerçek vardır. Yaradılış icabı kadın ve erkek farklı yaratılmışlardır. Birbirlerini tamamlayıcıdırlar. Kendilerine has özellikleri vardır. Birinin diğerine bir üstünlük kurması söz konusu bile olmamalı. Olaylara bakış açıları farklıdır. Hassasiyetler farklıdır.
Farklı alanlarda bir üstünlük söz konusudur. Bu farklılıklar sayesinde birlikteyken bir bütün olunur ve yaşam daha kolaylaşır. Bir anlam kazanır. Bu bir arabanın gemiye karşı veya uçağa karşı üstünlüğünü tartışmaya benzer.
Kadın ve erkek gibi, bütün bu araçların kendilerine has özellikleri ve farklı kullanım alanları varıdır. Ortak özellikleri ise insanlığın yararına kullanılmalarıdır. Bir birlerine karşı bir üstünlükleri asla mevzu bahis bile olmaz.
Bu iki farklı iki insanın, bir ömrü ve yaşamı paylaşan kadın ve erkeğin birlikte olabilmeleri için uyulması gereken bazı noktalar vardır.
Kadının erkeğin doğasından kaynaklanan gururu ezip onu ayaklar altına almamalıdır. Erkeğin ise kadının duygusallığını göz ardı edip onu ezmemelidir. Anlayış ve karşılıklı hoşgörü olunmalıdır. Hataları fark edip özür dilenmeli ve bunun tekrarlanmaması için gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Karşılıklı özveriler ve yapılan iyilikler birbirine yüzlenmemelidir. Bir ömrün paylaşıldığı ve birlikte bir bütün olunduğunun akıllardan asla çıkartılmaması gerekmektedir. İki farklı insanın bir birine alışmasının ve anlaşmasının kolay bir durum olmadığının unutulmaması gerekmektedir. Unutmayınız ki; kardeşinizle veya anne babanızla bile yıllardır aynı çatı altında yaşamanıza rağmen her konuda anlaşamadığınızı aklınızdan çıkarmamalısınız.
Karşınızda bir insan olduğunu ve onun hayatınızı paylaştığınızı, onu o olduğu için sevdiğinizi ve onu değiştirerek, aşağılayarak ve hor görerek iki tarafında hayatını daha çekilmez hale getirdiğiniz unutmamalıyız.
Karşılıklı saygı ve sevgiyi korunmalıyız. Ne kadar sinirlenirsek sinirlenelim, hakaret içeren, aşağılayıcı ve onur kırıcı sözler söylememeliyiz. Unutmayınız ki; her türlü anlaşmazlığın bir şekilde çözümlene bileceğini, ama söylenen sözler eğer kalp kırmışsa asla eskisi gibi kalındığı yerden devam edilemeyeceğini unutmayınız.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
01.08.2018 Bir adam gelir ve bu millet arkasında gerekirse ölümüne yürür.
-
27.06.2018 Artık ayağa kalkma vakti geldi
-
24.05.2018 “Ya DOLAR,ya da Bağımsızlık”
-
28.02.2018 Ademoğlunun kendi ile ve insanlarla olan savaşı.
-
19.12.2017 Kendimizi korumak
-
29.08.2017 İlmik İlmik Örülen Yağlı Urgan
-
31.05.2017 Anadolu’da yaşamak ateşten gömlek giymek gibidir.
-
17.04.2017 Avrupalının Kafasında ki Türk imajı
-
08.04.2017 Hakla Batılın Savaşı, Son Kale Türkiye...
-
08.04.2017 Medeniyet Savaşı
-
08.04.2017 Şeytanın Ahdi
-
08.04.2017 Tarih Nasıl Yazılır
-
08.04.2017 Kutuplardaki Buzullar Hızla Eriyor
-
08.04.2017 Kalkandere Değişimden Kaçamassın
-
08.04.2017 Dönüşü olmayan bir çölleşmeye gitmekteyiz!
-
08.04.2017 Dini duygularımızı sömürren mailler
-
08.04.2017 Hamsi balık mıdır?
-
08.04.2017 Geç kalan adalet; Zulümdür
-
08.04.2017 Likapa
-
08.04.2017 Kırım Ve Yüzlerce yıllık Zülüm
-
08.04.2017 İnançlı olmak, Millet olmak ve Vatanını sevmek
-
08.04.2017 “Türk Olmak “
-
08.04.2017 Kazananların "Yazdığı" Tarih