- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 08 Nisan 2017, Cumartesi 15:23
- 2769 kez okundu
İnsanların bir araya gelip toplumları oluşturmaya başladıkları ilk andan itibaren, zaman içerisinde ortak bir kültürel yapı oluşturmuşlardır.
Bu kültürel yapı; yaşam tarzı, davranış biçimleri, toplumun örf ve ananeleri, giyim ve yemek alışkanlıkları ile şekillenmiştir.
Bu yapı oluşurken coğrafyanın etkisi ve inanç değerleri kesin ve belirleyici etkenler olmuştur.
Örneğin bir, Avrupa’da ki insanının özellikleri ile orta Asya’da ki veya uzak doğudaki insanların karakteristik özellikleri farklı olmuştur. Deniz kenarındaki topluluklar ve iç kesimlerdeki toplulukların özellikleri farkı olmuştur. Himalayalar daki Budist kültürü ile, Afrika’da ki yerlilerin kültürel farklılıkları gibi.
Toplumların ortak noktaları olduğu gibi kendi içerisinde çok farklılık gösteren ve karşılıklı iki toplumun anlam veremeyeceği hassasiyetleri de vardır.
Hinduların ineği kutsal saymaları, Hıristiyanların on üçüne gelen cumanın uğursuz saymaları, Uzak doğuda denizden çıkan her şeyin yenilmesi ve kurbağa bacağının Avrupa’da pahalı bir yiyecek olması ve biz de hiç tüketilmemesi gibi.
Dünya üzerinde kendisi ile barışık, kıpır kıpır, dürüst ve onurlu bir topluluk olan Karadeniz insanı içinde kültürel açında bazı öncellilikleri ve hassasiyetleri vardır.
En az 20 çeşit yiyeceğini yaptığımız, tüketim olarak hiç bıkmadan ve usanmadan yediğimiz. Lezzeti ile, dünyadaki hiçbir lezzetin yarışamayacağı, hayatımızın büyük bir kısmını kaplayan, denizlerde yaşayan bir nimet olan, evet abartısız denizlerde yaşayan en güzel ve en lezzetli canlı türü olan “ HAMSİ ”.
Biz Karadenizliler için vazgeçilmezi olan “Hamsi”.
Hiçbir Karadenizli “HAMSİ” ile ilgili bir cümle kurulduğunda önüne ve ya kelimenin arkasına balık sıfatı eklenmez. Direk istenilir ve nihayet, o mübarek evde temizlenip pişirilene kadar geçen ıstırap dolu dakikalar başlar.
Karadeniz insanı için vazgeçilmezdir “HAMSİ” Yaşamalarımızda büyük bir önem ve hassasiyet değeri vardır. Kültürümüzün vazgeçilmez bir parçasıdır.
Maalesef “HAMSİ” yi alelade bir balıkla eş değerde tutulmaya çalışılması ve bir kültürün mihenk taşlarından biri gibi değil de herhangi bir şey gibi anılması ve gerekli saygının, değerin verilmemesi çok acı ve haksız bir değerlendirmedir.
Unutulmaması gereken tek önemli şey, “HAMSİ” nin bir nimet ve denizde yaşı yan bir canlı türü olduğudur.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
01.08.2018 Bir adam gelir ve bu millet arkasında gerekirse ölümüne yürür.
-
27.06.2018 Artık ayağa kalkma vakti geldi
-
24.05.2018 “Ya DOLAR,ya da Bağımsızlık”
-
28.02.2018 Ademoğlunun kendi ile ve insanlarla olan savaşı.
-
19.12.2017 Kendimizi korumak
-
29.08.2017 İlmik İlmik Örülen Yağlı Urgan
-
31.05.2017 Anadolu’da yaşamak ateşten gömlek giymek gibidir.
-
17.04.2017 Avrupalının Kafasında ki Türk imajı
-
08.04.2017 Hakla Batılın Savaşı, Son Kale Türkiye...
-
08.04.2017 Medeniyet Savaşı
-
08.04.2017 Şeytanın Ahdi
-
08.04.2017 Tarih Nasıl Yazılır
-
08.04.2017 Kutuplardaki Buzullar Hızla Eriyor
-
08.04.2017 Kalkandere Değişimden Kaçamassın
-
08.04.2017 Kadınlar ve Erkekler
-
08.04.2017 Dönüşü olmayan bir çölleşmeye gitmekteyiz!
-
08.04.2017 Dini duygularımızı sömürren mailler
-
08.04.2017 Geç kalan adalet; Zulümdür
-
08.04.2017 Likapa
-
08.04.2017 Kırım Ve Yüzlerce yıllık Zülüm
-
08.04.2017 İnançlı olmak, Millet olmak ve Vatanını sevmek
-
08.04.2017 “Türk Olmak “
-
08.04.2017 Kazananların "Yazdığı" Tarih